İHBAR ETTIğIN BINADA öLMEK VE 3 MILYON LIRALıK KöY EVLERI

Üç yıl önceki depremde çatlaklar oluşan bina hasarsızlık raporu almış, üç yıl sonraki depremde sadece 7 saniyede yıkılmış

Düşünün ki binanızın yıkılabileceğini önceden devlete bildiriyorsunuz, çatlaklar olduğunu, içeriye girmeye korktuğunuzu…

Ve bu ihbardan çok değil üç yıl sonra depremde, o binada ölüyorsunuz.

Üç yıl önce verdiğiniz dilekçe ise ne hikmetse kayıtlardan çıkmıyor.

Zaten ölmüşsünüz değil mi, işleri karıştırmaya ne gerek var?

* * *

Gülen Öner, 2020 yılında Elazığ depreminin etkisiyle Malatya'daki evi kullanılamaz hale gelen depremzedelerden biriydi.

Günlerce korkudan evlerine giremediler. Evin içindeki çatlaklar, sallanan zemin onları korkutuyordu.

Öner, bunun üzerine 26 Ocak tarihinde Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne bir dilekçe verdi:

"İkamet ettiğimiz aşağıda açık adresini belirttiğimiz apartmanımızda ve evimde 24.01.2020 tarihinde meydana gelen depremde hasarlar ve çatlaklar oluşmuştur. Bu nedenle evimizde ikamet edemiyoruz. Hasar tespiti için yerinde kontrol yapılmasını arz ederiz. NOT: Evde kalamıyoruz. Gelindiğinde yukarıdaki numaradan iletişime geçilmesini rica ediyoruz."

* * *

Bahsettiği apartman, Hakimbey Apartmanı'ydı.

6 Şubat Maraş depremlerinde tam 78 kişinin 7 saniye içerisinde hayatını kaybettiği apartman.

1997'de yapımına başlanan, 1999'da daire sahiplerine teslim edilen apartmanın yıkılmasıyla ilgili davada, statik proje müellifi tutuklu, iki inşaat mühendisi tutuksuz yargılanıyor. Binanın mimarı ise firari durumda.

Sanık sayısı bu kadar.

Diğer deprem davalarında olduğu gibi bu davada da kamu görevlisi tek bir sanık yok. Nedense kamu görevlileri sadece tanık olarak ifade veriyor.

* * *

Binada ölenlerden biri, 2020 depreminden sonra binada, oturduğu dairede çatlaklar olduğunu, eve giremediklerini belirterek devlete başvuran Güner Öner. Kardeşi Fatma Öner'le birlikte henüz 35 yaşında hayatını kaybeden Öner'in dilekçesinin akıbeti ise meçhul.

Soruşturma aşamasında ifade veren bir kamu görevlisi savcıya garip bilgiler verdi. İfadesine göre, Hakimbey Apartmanı, Elazığ depreminden sonra duyarlı kamu görevlileri tarafından, herhangi bir talep olmaksızın incelenmiş ve "hasarsızlık" raporu verilmişti. 

Aynı kamu görevlisi, bu rapora itiraz edilmediğini ve böylece raporun kesinleştiğini de söyledi.

Üç yıl önceki depremde çatlaklar oluşan bina hasarsızlık raporu almış, üç yıl sonraki depremde sadece 7 saniyede yıkılmış.

Bu depremde ölen birinin 2020'de verdiği dilekçe ise ortada yok.

Manzara bu…

* * *

Ama bu kayıp dilekçe ile ilgili garip bir durum daha var.

Yine soruşturma aşamasında ifade veren bir başka kamu görevlisi, söz konusu dilekçeyi 2020'de sistemde gördüğünü, binaya verilen hasarsızlık raporunu da yine sistemden incelediğini anlattı.

Dilekçe aslında kayıp değil…

Ve aynı kamu görevlisi, binaya 2020'de ağır hasarlı rapor olduğuna yönelik bir vatandaşın elinde bulunan belgeyi gördüğünü anımsadığını da anlatıyor.

* * *

Hakimbey Apartmanı'nın yıkılmasına ilişkin soruşturma sırasında Avukat Kerem Kaptanoğlu ve diğer avukatların talepleri doğrultusunda bu belgelerin tamamının gönderilmesi talep edildi.

Gelen belgeler arasında Öner'in dilekçesi yoktu. Görüldüğü iddia edilen "ağır hasarlı" raporu da yoktu.

Ancak bu noktada bir gariplik vardı. Kamu görevlisi, itiraz olmadığı için hasarsızlık raporunun kesinleştiğini söylüyordu fakat gelen belgede "itiraz üzerine" kaydı düşülmüştü. Neye itiraz edildiği belirsiz, dilekçe kayıp…

* * *

Mahkemede, avukatlar bütün bu çelişkileri dile getirdiler.

Depremde ölen duyarlı bir yurttaşın, 2020'de eve bakılmasını istediğini ancak bu dilekçenin kaybedildiğini belirttiler.

Ortada ağır bir görev kusuru bulunduğunu…

Mahkeme ise bilinçli olarak belge saklandığı iddiasına rağmen bu durumu araştırmayı reddetti. Kovuşturmanın genişletilmesi talepleri geri çevrildi.

78 kişi, 7 saniye içerisinde yıkılan bir binada hayatını kaybetti.

* * *

3 milyon liralık köy evleri

Bir başka deprem başlığı…

Bugün, herhangi bir internet sitesinde kısa bir araştırma yaptığınızda, size ait bir araziye kondurabileceğiniz, depreme karşı güvenli evlerle ilgili ayrıntı fiyat analizleri bulabiliyorsunuz.

500 bin liradan başlayan, 1,7 milyon liraya kadar ulaşan, evlerin büyüklüklerine göre değişen modelleri görmek mümkün.

Ancak iş deprem konutlarına gelince süreç böyle işlemiyor.

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi'nin araştırması açıkça bunu gösteriyor.

6 Şubat depremlerinde 433 kişinin hayatını kaybettiği Diyarbakır'da halen toplam 998 konteynerde 3 bin 782 depremzede yaşıyor.

Yıkımın bir bölümü de köylerde.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, köylerde 3 oda ve 1 salondan oluşan 100 metrekarelik, 2 oda bir salondan oluşan 70 metrekarelik evler yapılmasını uygun buldu.

Geride bıraktığımız mart ayında hafif çelik konut fiyatları 2 milyon 339 bin lira ile 2 milyon 565 bin lira arasında belirlendi.

Diyarbakır Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ise konut fiyatlarını 3 milyon 28 bin ila 3 milyon 39 bin lira arasında saptadı.

Oysa piyasa araştırmalarında aynı tip evlerin fiyatı 1 milyon 740 bin lira civarı.

Açık ihale yöntemleri ile değil pazarlık usulü ile yapılan ihaleler sonucunda yüksek maliyetle bu evleri yapacak firmalar da belirlendi.

* * *

Depremi unutmaya, unutturmaya çalışan bir akıl iş başında.

Ancak insanlar hâlâ yas tutmaya bile vakit bulamamış durumda.

6 Şubat bir milat olmalıydı ancak geride bırakılan, unutturulmak istenilen bir tarihe dönüşüyor yavaş yavaş.

Bununla mücadele etmenin tek yolu da ısrarla gündemde tutmak…

Gökçer Tahincioğlu kimdir?

Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı.

Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü.

Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi. 

İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Üçüncü romanı Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm, Eylül 2023'te yayımlandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor.

  ]]>

2024-05-03T20:26:41Z dg43tfdfdgfd