İHSAN YıLMAZ SANATçı VE YAZARLARıN ‘AZMANBüS’ ISYANı

İhsan Yılmaz

İSTANBUL Adalar’ında halkın ‘azmanbüs’ adını verdiği elektrikli minibüslere isyanı her geçen gün artıyor.

İBB’ye bağlı İETT Genel Müdürlüğü bütün itirazlara, protestolara rağmen ‘azmanbüs’ kararında ısrar ederken Adalar halkı ve sivil toplum örgütleri de eylemlerinden vaz geçmiyor.

15 Haziran’da başlayan protestolarda sözcülüğü ise Adalar’da yaşayan yazar ve sanatçılar üstleniyor. Şair Ataol Behramoğlu, yazar Gündüz Vassaf, yazar Ahmet Ümit ve tiyatro sanatçısı Tilbe Saran basın açıklaması yapan isimlerdi.

Yazları Büyükada’da yaşayan ve yazan Nobelli yazarımız Orhan Pamuk’u da aradı gözlerim ama henüz bir açıklamasını görmedim.

En son Büyükada’daki berberinin çekip paylaştığı videoda ortaya çıkmıştı. Elinde Tolstoy’un İvan İlyiç’in Ölümü kitabıyla tıraş oluyordu.

Gündüz Vassaf

ÜNLÜ YÖNETMENDEN İSTANBUL SİTEMİ

Tilbe Saran’ın konuşmasında anlattığı bir anısı aslında bu itirazların neye yapıldığını, protestoların amacını çok iyi açıklıyordu.

Konuşmasına, “Küçük ve acıklı bir hikâye ile başlamak istiyorum” diyen Saran, öğrencilik yıllarında yaşadığı bir olayı anlattı: “1985 yılında konservatuvarın son sınıfındayken, ‘Dünyanın Tüm Sabahları’ adlı güzel filmi çeken Alain Corneau İstanbul’daydı ve bir film çekmek için oyuncularla görüşüyordu. Son görüştüklerinden biri de bendim. Çok büyük bir heyecanla gitmiştim. Çok zarif bir biçimde beni karşıladı, ‘Çok teşekkür ederim geldiğiniz için ama ben filmi çekmekten vaz geçtim. Çünkü ben İstanbul’da bir film çekmek istiyordum ama ne yazık ki İstanbul’da İstanbul’u bulamadım. Adalar dışında’ dedi.”

Ezel Akay

Ataol Behramoğlu

Tilbe Saran

Aradan 40 yıl geçmesine rağmen halen kimliğini koruyor Adalar ve ünlü yönetmenin söylediği o son İstanbul’a sahip çıkıyor orada yaşayan bütün Adalılar ile sanatçı ve yazarlar.

1980’lerin Taşlıtarla, Bağcılar, Esenler minibüslerini 2024 yılında Adalar’ın kültürel bir miras gibi korunan sokaklarına getirip zorla sokmanın 40 yıl gecikmiş bir işgali tamamlamaktan başka ne anlamı olabilir?

Yeni teknolojileri ve rengarenk boyaları onları ne çağdaş ne de Adalar’a uyumlu yapıyor.

Ahmet Ümit

LATİF’TEN KUPA KARİKATÜRÜ

KIZI Yasemin Demirci ile birlikte hazırladığımız ve İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde 16 Nisan tarihinde açılan “Yazan-Çizen LATİF DEMİRCİ” sergisi temmuz ayı sonuna kadar uzatıldı.

Sanatseverlerin yoğun ilgisi üzerine bir ay uzatılan sergi, ağustosta da İş Sanat Ankara Sanat Galerisi’nde ziyarete açılacak ve Ankaralı sanatseverlerle buluşacak.

Tasarımını Emre Senan’ın yaptığı sergi, 1975’te başlayan Gırgır döneminden itibaren Latif’in çizdiği bütün karikatürlerin orijinallerini, yayımlanmış hallerini, kitaplaştırdığı albümleri, hiç görülmemiş suluboya çalışmalarını ve çizim defterlerini içeriyor.

Sergiyi görme imkânı olmayanlar için kitabının da Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlandığını hatırlatayım.

Sergi süresinin uzatılması ve daha sonra Ankaralı sanatseverlerle de buluşacağının haberini yine Latif’in bir çizimi ile duyurmak istedim.

Avrupa Kupası maçları nedeniyle futbolla yatıp futbolla kalktığımız şu günleri anlatan bir karikatür bu. Ama 1982 yılında çizilmiş. Orhan Alev’le birlikte imza attıkları ve o yıl oynanan Dünya Kupası üzerine çizdikleri karikatür çalıştıkları Gırgır dergisinde kapak olmuş.

Latif’in ve karikatürünün zamansızlığına da çok iyi bir örnek.

 

2024-06-28T03:59:36Z dg43tfdfdgfd