YARGıDAN AMASRA VE SOMA KARARı

Yargıdan Amasra ve Soma kararı

Kamuoyunun yakından takip ettiği Amasra ve Somadaki maden kazalarına ilişkin davalar sürüyor.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022de 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı patlamaya ilişkin 7si tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada ara karar açıklandı.

Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin Bartın Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle geçen yıl 25-28 Nisan, 3-5 Mayıs, 24-25 Temmuz, 16-18 Ekim ve 15-17 Kasım ile 13 Şubat 2024teki duruşmaların ardından davanın yedinci oturumu yapıldı.

Bartın Adliyesinde özel olarak oluşturulan salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada yaşamını yitirenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.

Adliye içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı.

Duruşmada, patlamanın yaşandığı bölgenin keşif için açılabilme olasılığının incelenmesiyle ilgili TTK ve bilirkişi raporlarına karşı tarafların beyanları alındı.

"MADEN OCAĞININ YENİDEN AÇILMASI EN AZ 2 YIL ALIR"

Duruşmada, ilk olarak patlamanın meydana geldiği ve devam eden yangın nedeniyle barajlarla kapatılan ocağın keşif için açılabilmesinin değerlendirilebilmesine ilişkin bilirkişi heyetinin inceleme raporu okundu.

Raporda, son alınan gaz değerlerinin düşürülebilir değerlerde olduğu ve TTK tarafından yapılacak ölçümlerin ardından gerekli tedbirlerle ocağın açılabileceği ifade edilerek, TTK tarafından mahkemeye sunulan raporda da ocaktaki iç sıcaklığın yangın riski oluşturması nedeniyle en az 2 yıllık bir süreçte açılabileceği görüşüne yer verildi.

Müşteki avukatları, TTK raporuna karşı maden mühendisleri odasından bilimsel görüş alınması gerektiğini belirtti.

Patlamanın meydana geldiği eksi 300 ve eksi 350 kotlarında havanın yetersiz olduğunun ve üretim için yeterli şartların olmadığı alanda üretim yapılmasının bir baskı sonucu oluştuğunun ortaya çıktığının görüldüğünü savunan müşteki avukatları, tutuklu sanıkların bu halinin devamı ile tutuksuzlardan iş güvenliği uzmanı H.G. ile F.Knin de tutuklu yargılanması talebinde bulundu.

Söz verilen tutuksuz sanıklar, beraatlerini talep etti. Tutuklu sanıklar da önceki beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, tahliyelerini istedi.

Sanık avukatları ise müvekkilleri için tahliye talebinde bulundu.

3 İSİM TAHLİYE EDİLDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, "olası kastla öldürme" suçundan yargılanan sanıklar dönemin TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, iş güvenliği ve eğitim başmühendisi Volkan Soylu, başmühendis Mehmet Turalın tutukluluk halinin devamına, "bilinçle taksirle öldürme" suçundan yargılanan kartiyelerden sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahramanın ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı tedbir kararıyla tahliyelerine karar verdi.

Heyet, raporlarla ilgili Maden Mühendisleri Odasına görüş sorulması için duruşmayı 6 Ağustosa erteledi.

Öte yandan müşteki yakınları, tahliye kararına tepki gösterdi.

DAVA SÜRECİ

Bartının Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. 1 işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022, 1 işçi de 5 Nisan 2023te tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemirin de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Zanlılardan Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, iş güvenliği ve eğitim başmühendisi Volkan Soylu ve başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 kişiye adli kontrol hükümleri uygulanmış, zanlılardan 3ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9u savcılık sorgularının ardından salıverilmişti. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında ise soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050şer yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da 4 yıl 16 aydan 12şer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Bu 4 sanık hakkında iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062şer yıla kadar hapis cezası talebinde bulunulan iddianamede, diğer 4ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

SOMADA KAMU GÖREVLİLERİ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Diğer taraftan Manisanın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasına ilişkin davada 28 kamu görevlisi bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.

Aileler ve ailelerin vekillerinin davaya katılma taleplerinin asıl dosyanın incelenmesinin ardından değerlendirileceğini belirten mahkeme heyeti, baroların ve sendikaların davaya müdahil olma taleplerini reddederek, davayı 12 Eylül tarihine erteledi.

"GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR"

Soma Adliyesi önünde bir açıklama yapan Manisa Barosu Başkanı Ümit Rona şunları kaydetti:

"Bugün tam 9 yıl 360 gün sonra yani 10. yıla 5 gün kala faciaya sebep olan kamu görevlileriyle ilgili davanın ilk duruşmasına girdik. Koşa koşa gelmesi gereken adalet maalesef düşe kalka, seke seke, topallaya topallaya, yerde yata yata, yuvarlana yuvarlana tecelli etmeye çalışmıştır. Barolarımızın katılma talepleri reddedildi. Burada uzatılmış bir zaman aşımı söz konusudur. Zaman aşımına uğradığı noktasında sanık vekillerinin talepleri oldu ama TCK açık, CMK açık, 66. ve 67. maddeler açık. Burada zaman aşımı söz konusu değil. Burada uzatılmış zaman aşımı var. İddianamede de bu husus yer alıyor. Burada acı olan şudur ki; Böyle bir faciadan 9 yıl 360 gün sonra kamu görevlilerinin yargılanmasına başlandı. Bu hukuk adına, adalet adına üzerine cübbe taşıyan bizler adına bir ayıptır. Halka olan adalet borcu açısından ayıptır. Vicdanları yaralayıcıdır. Bu kamu görevlileri ile ilgili meslektaşlarımızın suç duyuruları, Danıştaya itirazları söz konusu oldu. 2019 yılında Enerji Bakanlığıyla ilgili ve 2020 yılında Çalışma, Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratlarıyla ilgili izin verildi. Bu kadar sürüncemede kalan süreçte, meslektaşlarım bu mücadeleyi sürdürdü. Uzama sebebi Danıştayın verdiği kararlar neticesinde bozmalar, itirazlar ve ilgili kurumların, bakanlıkların yaptığı dirençtir. Bakanlıkların bu personelleri koruma için yaptığı direnç maalesef bu yargılama bugüne kadar uzamıştır. Soma Cumhuriyet Başsavcılığının bu yönde talepleri olmuştur. Danıştay en son verdiği kararları 2019 ve 2020 yılında vermiştir yani geç vermiştir bu kararları. Geciken adalet adalet değildir."

2024-05-08T12:07:59Z dg43tfdfdgfd